Baktım ki  Daily Life Guide ve Esra kendilerine gelen arama motoru terimlerini yayınlamışlar.Bende yayınlayayım dedim:

basketbol:Ne oldu boyun mu uzasın istiyorsun?

popmundo’da en çok merak edilen görev ba: Ba?Çöl, Orman,Dağ,Korku işte bunun gibi şeyler.

alexander rybark: Eurovision Song Contest 1.’si..Beni bir peri masalına dönüştürsün ki bunlar çok saçma

pepsİ yaŞatir benİ mÜzÜĞİ: Emo sülalesine bir kişi daha katılmış.Evet Pepsi müziği yaşat!

popmundo korkularımla yüzleştim başarısı: Şu an benim yaşadığım durumunun en açık örneği

chat kutusu: Chat’leşmeye meraklıysan login.live.com’dan MSN’ye üye ol.

alexder rybark: Faaairyytale!

enes bloog: Sonunda biri beni adımla birlikte aramış.Ey Allah’ın kulu teşekkürlerimi sunuyorum.

Yazının devamını oku »

Google’ın 23 Haziran 2009 tarihli pagerank güncellemesinden sonra pagerankım 0′dan 4′e yükselmiş..Coşuyorum şuanda..Daha önce Hiper Teknoloji (WP) ile en fazla 1, Hiper Teknoloji (Blogcu) ile ise en fazla 2 pagerank yapabilmiştim..

Pagerank Ölçme Sayfası

Bunda link değişimi yaptığımız kardeşlerimiz Aytekinet,Emir Uluğ,Emreöznur,Esra Yücer,Kaldera ve Volkan,Mizanger,Çiğdem (Patilerin Kardeşliği) ve İbrahim‘e teşekkürlerimi sunuyorum.Eğer onlar olmasaydı bu blog bu gün burda olmasaydı..

Bu bloga yorum yazarken parmaklarını düşünüpte kenara çekilmeyen tüm insanlara teşekkür ediyorum.Bana yorum yapan herkese geri dönmeye çalışıyorum fakat atladıklarım olabilir onlar için özür dilerim..

VE  son olarak bu gün REGAİP KANDİLİ.Her birinizin kandili kutlu olup, hayırlara vesile olsun..

KediKardeşliği

Blogumun kardeşlerinden Çiğdem paticik.wordpress.com alan adını bırakıp www.kedikardesligi.com’a kendi domain adına taşındı.Onu buradan tebrik ediyorum..

Kedi sahipleri için eşsiz bir kaynak olan www.kedikardesligi.com kedilerin sağlıksal sorunları, kedilerin ırkları, bir kaç hikaye, hayvanların hakları, veteriner hekimleri gibi konular bahsediliyor..

Site ayriyetten kayıp kediler için ilan verebiliyor, yada kedisini vermek isteyenlerin yardımına koşuyor.Sahipleri bilgilendiriyor.

Kısacası kedileri yakından tanımak isteyenler buraya tıklayabilirler..

Yaza sonunda girdik..Pek çok insan yaz planlarını şimdiden yaptı ve uygulamaya koydu bile..Biz blogcular yazın ne yapacağız bakalım?..

1)Kur’an-ı Kerim öğreneceğim.Daha önce öğrenmedinmi diye sorarsınız?Öğrendim fakat unuttum.4′e giderken öğrenmişim, okursamda Ramazan’da bir okurum.Duayıda genellikle sıkılınca ve uyumadan önce okurum..

2)5 namaz kılmaya başlayacağım.Genelde günde 1 namaz kılırdım fakat, artık kılmaya başlamam gerektiğini düşünüyorum

3)Bol bol yüzeceğim ve tatil yapacağım.İki yıldır arıyordum bu zamanı ve 2009 2 yıllık bekleyişe deva olacak.Yüzerek kilolarımıda atarım belki..

4)Diyete başlayacağım.Bu aslında 2 yazdır yapmak istediğim bir şey fakat sonuç hüsran bitiyor erkek olduğumdandır tabii ki.

5)Harry Potter ve Twilight serilerini bitirmeyi düşünüyorum.Ayrıyetten buna ek olarak bol bol test çözeceğim..

6)Şehir dışına çıksam bile ne yapcam edicem sonuçta blog yazıcam.Kendimi blogumdan ayrı düşünemiyorum.

7)Blog okuyacağım ki bu blogların başında Esra,Aytekin,Çiğdem,Daily,Volkan’cım ve Kaldera ablacım ve Yaşar geliyor..

Haydi hepinize kolay gelsin..

Köyde geçirdiğim 2. günün sabahı yengemin lazca “Hadi lan, kalkın daha kıvrınıyormusunuz” gibisinden sesiyle uyandım..Saat mi?Saat tam “6.30″..Gece kaçta mı yattık?Tam “23:45″..

Neyse, kahvaltımızı ettik ailecek, sonrada paketleri arabaya taşıdık.Yola çıktığımızda saat  “7.20″‘ydi.Neyse köyden çıktık, ormana girdik.İlk darbeyi burda aldık.Babamı babalar günü için arayacaktım ki telefon çekmiyor.Neyse boşver dedik.Arabada amma sıkışıktı.Ama şükrediyordum bagajda değilim diye.Gittik 30-40 km. kadar, bir tabela gördük küçücük.Tabelanın üzerinde:

ORMAN YOLU

Dupnisa-Yahyaveren (7.5 km)

yazıyordu.Annem mağaraya giderken toprak yoldan girildiğini söyleyip bizi bu patikaya soktu.Yolda hiç lastik izi filan yoktu.Otlarda hiç ezilmemiş gibi dimdikti.Neyse girdik yola yarım saat gibi bir süre gittikten sonra boş bir araziye vardık.Orman içinde kapalı boşbir yer.Biraz mola verdikte sonra tekrar geri döndük.Yola dönerken bir sapak dikkatimizi çekti.Ordada bir süre gittikten sonra yolun bittiğini, taşlarla kapatıldığını gördük.Kızdık kızdık geri döndük.O kadar vakit kaybettirdi bize, bari başkaları kaybetmesin diye o tabelayı çıkardık yerinden.Gittik gittik uz gittik dere tepe düz gittik sonunda  “Dupnisa 10 km” yazan tabelaya vardık.Saptık yola serin suların olduğu derenin üstünden geçtik fakat mağara filan yoktu.Gittik orda piknik yapan bir kaç arkadaşa mağara nerde diye sorduk.Bayıra gidin orda Dupnisa diye bir tabela çıkacak dediler.Bizde yoldan dümdüz gittik.Dayımda süper zeka, çok yaratıcıymış arabayı salarak bayırdamıyız değilmiyiz diye kontroller yaptı.Mağaraya vardıkta ne değişti?Önce arabayı piknik alanının yakınına çektik.Eşyaları taşıdıkda bu kısımda sandaletlerimin açık olması sebebiyle (:D) ayaklarım sırılsıklam oldu.Neyse bir süre oturduk konuştuk, muhabbet ettik.Sonra canımız sıkıldı bazılarımız mağaraya girmek istedi.Ben 4 kere girmiş olmama rağmen serinlemek için gitmek istedim.Bizim ekip kesinleşince bilet ücretlerini verdik de başladık mağaranın bulunduğu dağa tırmanmaya…

Mağaranın Girişi..

Mağaranın girişine vardığımız zaman hırkaları giydik ve mağaraya ilk adımımızı “Eüzü billahi

Benim benzetmem: Oturmuş Bir Adamın Sarkan Göbeği

mineyşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim” diyerek attık.Mağaranın girişi düzdü en arkada ben anneannemle yürüyorduk, önde halalarım, en önde ise kuzenlerim vardı.Merdivenler başlayınca halam anneannemle piknik alanına geri döndü.Ben hızlanıp kuzenlerimin yanına gittim.Kuzenlerim sık sık durup fotoğraf çekildiler.Bende arada sırada çekildim fakat onların çekildiği fotoğrafların sayısı yoktur yani.Fotoğraf çekilmek için yarasaların olduğu yere gittiler, flash ışığı yanınca yarasalar ürkmüş olacakmış ki 20-30 yarasa hızla yanlarından geçti.Kuzenlerim bir anlık panikle ikiside aynı anda kayıp yere düştü..Sonracığıma çıktılar oradan başka yerde yine kaydılar, bense arada sırada fazla kaygan olmayan yerlerde fotoğraf çekildim.Mağaranın sonuna vardığımızda biraz dinlendikte öyle geri döndük.Benim sırtımdan ise terler boşalıyordu.Kuzenlerim iki-üç kere düştüler yine.Geri dönerken kask takmış bir grup adama güldük fakat mağaradan çıktıktan sonra üzüldüm adamlar güvenlik önlemi alıyorlar bizde onlarla dalga geçiyorduk.O adamlar ise mağaranın sulu bölümünde keşif yapmak için gelmişler.Mağaradan çıktık dağdan inerek, piknik alanına geri döndük.Piknik alanına vardığımızda burnumuza güzel kokular gelmeye başlamıştı.Meğerse biz mağaradayken, onlar kanatları, köfteleri, patlıcanları, biberleri kızartmışlar.Afiyetle yedik yemeklerimizi.Nasıl hiç bırakmayı düşünmedim diye kendime kızıyorum göbek oldu taş gibi.Akşam üstü gelirken beni bagaja attılar, orda öyle başım döndü ki bayılmayayım diye kendimi zor tuttum.Köye vardığımızda, bir saat kadar uyumuşum.Annem zorla “Hadi kalk Lüleburgaz’a döneceğiz” diye kaldırdı.Arabadayken başım çatlıycaktı.Lüleburgaz’a geldiğim gibi yattım zaten, bu gün yeni yeni kendime geliyorum..

Benim haftasonum çok güzeldi;

Umarım sizinde haftaiçiniz süper geçer.

İyi Haftalar Türkiye!

2 saat süren bir yolculuğun ardından köye vardım.Akrabalarımı özledim diye içimden geçirdim sonra ne duruyorum hadi otobüse atlayayım dedim ve doğru terminale gittim..

Otobüste koca g.tlü bir adam yanıma oturdu, ıyy kıllı mıllı koltuk altı kokuyor zor dayandım.Kırklareli’ne gittiğimizde dayılarım karşıladı beni çok özlemişim onları.

Sonra teyzemlere gittik, onlarıda çok özlemişim canlarım benim görmeyeli ne kadar olmuş.Orda biraz yemek yedik oturduk konuştuk çocuğunun çocuğu olmuş onuda gördüm.Sonra gene otobüse atladım da köye gittim.Ordada anneannemlerle görüştük rahmetli dedelerimin mezarlarını ziyaret ettik.Her birini candan sevdiğimi bir kez daha hatırladım.Sonra kuzenimle internet kafeye indik, şu an kendisi Metin2 oynuyor bir blog yazmaya başlasa ama yazmıyor..

Çiğdemm bak bu kısım sana internet kafeye geldiğimde sandelyeye oturcaktım orda bir kedi varmış..Sordum kafe sahibine “Dün akşam girmiş, kaldırmaya çalıştık ama kalkmadı” dedi.Yazık hayvancağıza acıdım, gittim yandaki bakkaldan süt aldım da içirdim sonra canlandı biraz şu an dışarı çıktı da gitti.Keşke sahiplenebilseydim onu fakat ne yazık ki alerjim var..

Şimdi sıra gezeceğim yerlerdeeeeee!Yarın Trakya’nın meşhur Düpnisa Mağarası’na gideceğim.Kanatlar şimdiden hazır (Her ne kadar et yemesemde kendilerine aldılar fakat yiyeceğim bu sefer ailemden ayrılamam kilo verme isteğime karşılık), piknik çok güzel olacak.Akşamıda Lüleburgaz’a geri döneceğim..

Geçen gün yazdığım sıkıldım yazısınından hiç bir etki taşımıyorum şu anda ne iyi ki kendime geldim.Umarım sizde iyisinizdir.

Henüz Pazartesi olmamasına rağmen;

İyi haftalar Türkiye!

Annem’le zaman zaman geçmişi konuşuyoruz..Bana küçükken neler yaptığımı anlatıyor.Size buradan aktaracağım bunları..

…4)Anneler Karıştı!..

Annemle  parktan dönerken, annem bana “Enes köşede ki fırından ekmek alalım mı?” demiş.Bende “Tamam anne, olur.Sen nasıl istersen.” demişim.Fırına girdiğimizde çok kalabalıkmış ki şehirde tek fırın varmış o zaman.Ben poğçalara bakarken annem ekmekleri sattıkları yere gitmiş, bense annemle aynı montu giyen, aynı renk saça sahip olan, boyları yaklaşık aynı olan bir kadının yanına gitmişim.Elinde 4 yaşlarında bir kız çocuğu olduğunu görünce, hemen kızın üstüne atlamışım ben tutmuşum kadının elini .Herkes gülmeye başlayınca, annemde bir dönmüşte anlamış her şeyi.Sonra annemlerle tanışmış kadın birbirlerine gidiş geliş yapıyorlar.Kızda evlenmiş

5)..Anam Beni Deli Eder!

Benim bir dayım var, şarkıkolik ikide bir “Enes bir türkü patlatıver” gibisinden laflar söyler bana sesim güzelmiş gibi.Bir gün onu İbrahim Tatlıses’in “İki iki dört eder, bırak yakamı bırak …….. beni deli eder” şarkısını duydum.Ordan türedi heralde gittiğim yerde “Ki ki bört eder, birak yakami bırak, Anam beni deli eder..”dermişim

6)”Yeme Bizim Çileklerimizi”

2 yaşındayken çilek yemezmişim.O sıralarda da üst kat komşumuz bize oturmya gelmiş.Çok iyi anlaşırmışım çocukla.Bir süre oyuncaklarla oynamışız.Sonra annem çilekleri getirmiş.Herkese vermiş de bir bana elma vermiş çilek yemiyorum diye.Baktım çocuk kendininkileri bitirmişte annesinden ve annemden istiyor ” Biikk (Bak), kızdırma beni, çilek bırakmadın ortalıkta be!Yeme bizim çileklerimizi!” deyivermişim.

7) Sucuk Dolu Çocuk

Annemler düğüne giderken beni komşumuza  bırakmışlar oyuncaklarımla birlikte.Onlarda kışın Almanya’da yazın Türkiye’de kalıyorlar.Yaşları 60′larda..Onlar televizyona bakarlarken ben yerde oyuncaklarla oynuyormuşum.Tutturmuşum “Çocuk, çocuk” diye .O zamanlarda çok sucuk severmişim aslında sucuk istiyomuşum.Neyse annemle babam geldiğinde komşularımız demişki “Kızım; bu çocuk, çocuğa hasret kalmış, bir çocuk yapıverin şunada kardeş olsun sıkılmasın”

Annem’le zaman zaman geçmişi konuşuyoruz..Bana küçükken neler yaptığımı anlatıyor.Size buradan aktaracağım bunları..

1)Anne Benimde Göbek  Deliğim Var Mı?

Sanırım ben 4 yaşındayken annem karnını kaşırken ben göbek deliğini görmüşüm .Kanepe de ayağa kalkıp, anneme doğru yürümüşüm ve kısık sesle “Anne benimde göbek deliğim var mı senin gibi?” demişim.Sonra oda var demiş akletimle t-shirt’ümü (Ağustos ayıymış) çıkarmış ve parmağınla göbek deliğimi kaşımış.Bende yavaş yavaş güle güle kanepenin gerisine doğru gitmişim, ve ayağım kanapenin köşesine takılmasın mı?Ben yere kafaüstü düşmüşüm, annem bir çığlık atmış ki sokaktan duyulmuş .Sonra üst kat komşularımıza çıkmış annem koşa koşa onlarda arabayla beni hastaneye götürmüşler.Filmimi çekeceklermiş ama durur muyum hiç?..Narkoz vermişlerde anca durmuşumda çekmişler.Hastanede 1 hafta 2 gün kaldıktan sonra taburcu etmişler.Hala kafamda o günden kalma koca bir eser olan “Şişlik” var.

2)Deniz’de Bir Dalga

7-8 yaşındayken denizde babam su voleybolu oynarken arkadaşlarıyla bende arkadaşlarımla yüzüyordum.Sonra yanımda ki arkadaşımı babası çağırdı.Bir dalga çıktı öyle yüksek ki denizde Karadeniz bilirsiniz dalgalı olur, ben dalgaya son anında tepesinde yakalandım.Yüzmeyide bilmiyorum, simitle yüzüyorum.Simit düştü ben çırpınıyorum ama nasıldır sesim çıkmıyor, böylelikle kendimi Karadeniz’in azgın sularında buldum.Neyse son dakikalarımda pansiyonumuzda ki bir adam beni görmüş olacak ki denize atlamışta beni kurtarmış.Ben uyandığımda göbeğimde bir el vardı gözlerimde tuzluydu ondan biraz sonrasını hatırlamıyorum.

3)Amanın!

6 yaşındayken halam bize gelmiş.Yanında da apartman komşusu  kapalı bir kadınla gelmiş.Kadını gözüme kestirmemişim anlaşılan yaramazlık yapmışım.Annemde git ötede oyna demiş bana.Ben yatak odasına gitmişim annemde oyuncak sepetini bırakmış.Sonracığıma sesler gelmiş çocuk heralde oyuncaklarını dağıtıyor demişler.Bense dolapları açmış kıyafetleri aşağı indiriyormuşum.Heralde kadın gitsin diye korktuysam kadından.Halamlar gitmiş, ben yatak odasındayken annem bi gelmesin mi?Görünce şoke oldu ve o odayı ben toplamıştım (Büyük bir kısmını).O kadınıda bir daha görmedim.

Şimdi biraz düşüneyim başka anılarım aklıma gelirse, Enes Çocukken-2′yi çıkarırım.