Archive for Eylül, 2009

Güle Güle Sayın Okuyucularım!

Bayram geliyor, yarın arife.Arife köye gideceğim.Bu gün interneti kapatmaya başvurduk.Zaten bayram içinde yola başlayacağım.Haftada 2 kere yazmaya çalışacağım, güle güle sayın okuyucularım!

Sonunda “Çocuk” Cem Garipoğlu Teslim Oldu

 

Cem Yakalandı Ama Olan Yine Münevvere Oldu..

Cem Yakalandı Ama Olan Yine Münevver'e Oldu..

(Yazmakta biraz geciktim..)

197 gündür kırmızı bültenle aranan Münevver Karabulut’un katil zanlısı, 17 Eylül 01.30′da avukatını aradı ve teslim olmak istediğini söyledi.Arabada çok acıktığını belirten salak Cem sucuk ekmek istedi ve, 2 sularında İstanbul Emniyet Müdürlüğüne teslim oldu.

Cem “çocuk” olarak davaya katılacak ve, bir yetişkene göre daha az hapis yatacak.Aslında en doğrusu keseceksin bunların kafasını kardeşim..

Bundan sonrası çok heyecanlı olacak sanırsam, Cem’e kemik yaşı testi yapılacak, dava olacak, hapise girecek.Oooo daha çok iş var.Münevver Karabulut, Süreyya Karabulut ve Cem Garipoğlu bir süre daha gündemden düşmeyecek.

Cem “Keşke o değil ben ölseydim, o değil.Çok pişmanım” demiş.Sen şükret haline ki Türkiye’de yaşıyorsun.Başka bir ülkede olsaydın, bir hafta içinde kafan uçardı!…

Bu arada cinayet anı sorulduğunda sinir krizi geçirmiş çocuğumuz…O masum kızın kafasını keserken düşünmedin tabii.Şimdi bir genç kızın hayatını elinden aldın, aynı zamanda kendi hayatınıda çöpe attın.Hiç yurt dışınada çıkmamış.Demekki ,yardım aldı Garipoğlu’lardan..

Düne, Bugüne ve Yarına Bakmak Gerek

Zaman ne çabukta geçiyor…

Tatil bitti okullar açılıyor…

Benim için yeni bir hayat başlıyor…

Hiç tanımadığım uzak diyarların birinde…

Tatil bitti, depresyon başladı.Sıkıntılı günler geliyor.Derslerim bir kat daha zorlaşıyor.Yeni body_bgarkadaşlar edinme ve yurt zorlukları geliyor…

Her şey 3 ay önce çok farklıydı sanki, sanal alemdede gerçek alemdede.3 ay içinde çok değiştim.Gerek fiziksel gerek zihinsel.Değişmeyede devam edeceğim.Yeni arkadaşlar arşivimi karıştırsın bakalım.Bu gün ile 3 ay öncesinde ne farklar var.Eskiden yazılarım olsa olsa en fazla 5 sıraydı, şimdi ise…

Yaptığım yorumlarda değişti.Eskiden kısa yorumları tercih ederdim.Şimdi kendimi kaptırıp metrelerce yorum yapabiliyorum.Okuduğum her blogdan kendimede bir şeyler katıyorum ve bilgi dağırcığımı geliştiriyorum.

Bu blog 6 ayda bana çok şey kattı.Neredeyse yeni bir insan oluşturdu.6 ay içinde ilk defa bir yazıyı sana ayırıyorum çok sevdiğim blogum.Nice karalamalar yaptım sana.Ama sen asla beni reddetmedin.İğrenç kelimelerimi her zaman üstünde tuttun.3 kere adın değiştin ama sen hep benim o eski ve yenisi farketmeyen blogumsun.Ben yine sana yazmaya devam edeceğim.Yine seni bu gereksiz kelimelerle boğacağım.İğrenç temalarla üstünü boyayacağım ama sen hala beni kabul edeceksin.O yorumları aldığımızda beraber sevineceğiz…

Bu yazıya bu amaçla başlamadım ama ilk defa bir yazıda kendimi bu kadar kaptırıyorum.Artık her şey için yeni bir başlangıç var.EBloog içinde, Enes içinde.Hayatın değişmeye ihtiyacı var.Değişiyorda…

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak….

Güle Güle Sayın Vodafone

Sanırsam bir buçuk sene önceydi, Vodafone Telsim’i satın almış ve Türkiye pazarına girmişti.Girdiği ilk günden beride büyük bir saygımı kazanmıştı.Ama Vodafone olan saygım 5 gün önce bitti.İstanbul’daki sel felaketi sırasında Vodafone İletişim Merkezi’ndeki makinelerin hasarından etkilenen abonelerdendim bende.O gün Vodafone’a bir hiddetlendim bir hiddetlendim ki, numaramı Turkcell’e taşıtmaya karar verdim.Turkcell bayisinden işlemleri gerçekleştirip, Vodafone’deki son görüşmelerimi apmaya başladım.Henüz Turkcell tarifelerini pek inceleme fırsatım olmadan, arkadaşlarım umarım bana yardım ederler.

Neyse bugün 06:00 itibari ile bende hayata Turkcell ile bağlanıyorum.Daha ilk günden 6 tane “TURKCELL” başlıklı mesajım var.

Dünü, yeni temam ile uğraşarak geçirdim.Bir alt kısım yarattım ve, bütün kategorileri silip yeniden yarattım.80 yazının kategorisini değiştirip baştan etiketlemek kolay değil, çok uğraştım.Uğraştım fakat boşuna galiba, kategori bağlantılarına tıkladığımda, son yazılarıma götürüyor beni,Wordpress-TR forumlarına soracağım boş vakit bulunca. Eğer bir çözümü varsa arkadaşlarım bana yardım eder öyle değil mi? ;)

Neyse son olarak;

Turkcell’le Bağlan Hayata!

“Tüm İnsanların Kökeni Türkiye”

İnternette gezinirken şu haberi buldum, aynen aktarıyorum;

Dünyadaki tüm insanların Türklerden geldiğini söylüyorsunuz. Sizi bu konuda bir araştırma yapmaya yönelten şey neydi?
Yıllar önce İsraillilerin Filistinlilere yaptığı kötü muamele sebebiyle çok üzülmüştüm ve bu insanların bir türlü paylaşamadığı kutsal toprakların tarihi ve buradaki dinlerin kökenleri üzerine araştırmalar yapmaya başladım. Bu araştırmalarımı bir yandan da yazıyordum. Araştırma ilerledikçe her şey beni önce Hindistan’a, daha da derinleştiğindeyse Hindistan’ın kuzeyine götürdü. Elimi neye atsam önünde sonunda her şeyin kaynağı olarak karşıma Türkler ve coğrafya olarak da Türkiye ve Orta Asya çıkıyordu. Zira dikkatle incelediğimde Eski Ahit (Kitab-ı Mukaddes’in ilk bölümünü oluşturan, Tevrat ve Zebur’u da kapsayan 39 kitap) ve İncil’de İsrail’den bahsedilmediğini gördüm. Kutsal kitaplarda bahsedilenler aslında Türkiye ile bağdaşıyordu. Nuh’un Gemisi efsanesi, Büyük Tufan… hepsinin kökeni Türkiye ve Türklere dayanıyordu. Bu da bana şunu gösteriyordu: İnsanlığın başladığı yer Türkiye idi. Biz insanlar tüm uygarlığın atası olarak Sümer, Yunanistan, Mısır ve Çin’i görmeye yanlış bir şekilde şartlanmışız.

Peki, nasıl oluyor da Türkler tüm insanlığın atası oluyor?
Birkaç bin yıl önce Kuzey Kutup bölgesinde bir cennette, bolluk içinde yaşayan ileri derecede uygarlaşmış bir halk vardı… Dünyadaki bütün dinler hangi ulusa ait olursa olsun insanlığın beş kökensel ırkı olduğunu söyler. Bu beş ırka Kurus, Krishti ya da Krishtaya deniliyordu. Yaşadıkları yere ise Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta Aden denir. Hindular buraya Uttura Kuru adını verir. Eski Yunan tarihçileri ve mitolojisi ise buraya Hiperborea olarak göndermede bulunur. Tibetli Budistlar ise Khedar Hand (Tanrı Şiva’nın ülkesi) ve Şambala der. Aynı zamanda buraya Tanrı Şiva’nın toprakları anlamında Sivariya ve Sibirya da denmektedir. Yeni ilk insanların yaşadığı cennet bahçesi Sibirya bozkırlarıdır. Buradaki ilk insan olan Adem (İngilizcedeki yazılışıyla Adam) Türk dilinde ‘insanoğlu’ anlamında kullanılır. Nitekim buradaki yüksek zeka ve uygarlığa sahip ari ırk (aryan) Türk’tür. Türkler’in kendilerinden Kıpçaklar, Kurular ya da Aryanlar diye bahsetmesi de bunun kanıtıdır. Ancak pek çok farklı din ve mitolojide geçtiği üzere bu insanlar lanetlenip bir doğal felaket yaşar, dünya ekseninde meydana gelen ani bir sapma ile yaşadıkları yer donmuş, büyük seller olmuştur. Şimdi adına Türkler dediğimiz Kurular güneye, Orta Asya’ya kaçmak zorunda kalmıştır. Bu anlatılan Büyük Tufan’dı. Nuh ve insanlığın soyunu devam ettiren oğulları da işte bu kökenden geldi yani Türk’tü. Nuh’un gemisinin karaya oturduğu Ararat Dağı’nın Türkiye’deki Ağrı Dağı olduğu inancı da bunu kanıtlıyor. Böylece Türk soyundan gelen insanlık Türkiye’ye ve aşağıya Mezopotamya ve Hindistan’a dağıldı. Dolayısıyla Sümerler, Hititler, Iraklılar, Kürtler, Hintliler, Mısırlılar hepsi aslında Türk’tü. Kuzey Kutbu’ndan aşağı inerek Kuzey Avrupa’ya İsveç, Finlandiya, İngiltere’ye ve tüm dünyaya yayıldılar. Bugün herkes kendi neslinin izlerini Türklere dek sürebilir.

Buna kanıt olarak neleri gösterebiliyorsunuz?
Dünyanın her köşesinde kullanılan dilden inançlara ve tanrı isimlerine kadar her şeyin dil olarak aynı kökenden geldiğini görebilirsiniz. Bu tüm dinlerin, dillerin de tek bir kaynaktan çıktığını gösteriyor: Türklerden! İngiltere’den, Finlandiya’ya insan isimlerinden yer isimlerine Türkçe kökenli kelimelere rastlayabilirsiniz. Finlandiya’da Kırkpınar diye bir yer var! Urdu dilinde binlerce Türkçe kelime var. Hintlilerin Kutsal Kitabı Mahabharata aslında Türklerin tarihlerini anlatıyor. Yunanlıların büyük tanrısı Zeus’un ismi de Türkçe. Kudüs, İsa gibi kelimelerin kökeni de aslında Türkçe ve dahası bu bahsedilen yerler de aslında İsrail’de değil Türkiye’de İsa da bu topraklarda yaşadı. Öte yandan yakın tarihte Keltlerin (İrlandalılar, Galiler, İskoçyalılar) DNA’sı incelendi ve Altay’dan geldikleri kanıtlandı. Vikingler, Finikeliler ve İtalya’nın Roma İmparatorluğu’ndan yıllar önce burada yaşayan ve Roma’nın kurucuları sayılan yerli halkı Etrüskler de Türk’tür. Estrüskler’in DNA’larının Türklerinkiyle yüzde 97 aynı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Kızılderililer de Türk’tür
Amerika’daki Kızılderililerin de Türk olduğu sıkça dile getirilen bir iddiadır….
Evet, Kızılderililer Türk’tür, bunu kendileri de söyler. Kültür ve geleneklerindeki benzerlik aşikar. Özellikle Amerika’da Türk soyundan geldiğini söyleyen Meluncanlar’dan olan Cherokee’ler Türkiye ile bugün çok yakın ilişkiler içindedir.

Bu iddialarınızı dünyanın pek çok yerinde dile getiriyorsunuz. Peki, nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Önceleri herkes bana gülmüştü ama şimdi durum değişiyor. Amerikanın yerli halkları, Kızılderililer, Meksikalılar bu teze çok pozitif tepki veriyor. Çoğu kabul de ediyor. Ancak ABD’deki Amerikalıların veya İngilizlerin pek hoşuna gitmiyor.

Dünya bunu kabul etse ne olur sizce?
Hepimizin kardeş olduğuna inanmak insanlığın sahip olduğu tüm sorunlar ve huzursuzluk çözüme ulaşır. Dünya daha iyi bir yer olur.

Amerika’yı Türkler keşfetti
‘Amerika kıtasındaki pek çok yer ismi aslında Türkçe kökenli. Meksika’daki Teotihuacan kalıntıları aslında Türkçe olan Tea (tanrı)+ Tiwa (Bir Türk boyu olan Tuvaların bugün bir cumhuriyeti de vardır) + Han (krallık anlamına gelen Türkçe kelime) kelimelerinden türemiştir. Peru’daki Karal kalıntılarındaki piramitler Mısır’dakilerden daha eskidir ve Türkçe’de ‘hükümdar’ anlamına gelen kral kelimesinden türemiştir. Meksika’da bugün de Türkçe kökenli birçok kelime kullanılıyor. Örneğin dağ/tepelere Meksika’da tepek deniliyor Atatepek, Çapultepek isminde şehirler bulunuyor. Havasu diye bir yer bile var. İspanyollar Meksika’ya ilk geldiklerinde Aztek’lere hangi tanrıya inandıklarını sorduğunda onlar ‘İnana’ cevabını vermişti. Bu Antik Sümer’de de bir tanrıçanın adı. Yani Sümerler ile Aztekler aradaki onca mesafeye, okyanusa rağmen aynı adlı tanrıya inanıyor. Dahası Meksikalılar da Hintliler de Türkleri aynı kelimeyle ‘Karaskus’ diye adlandırıyordu. Demek ki Amerika’yı İspanyollar değil, önce Türkler keşfetmişti. Sonuçta bunlar gibi sayısız örnek şunu gösteriyor: Dünyanın her köşesindeki bütün uygarlıklar Orta Asya’dan geçmiş ve her yerde ortak olarak karşımıza çıkan din, dil, kültür ve inanışları buradan tüm dünyaya taşımıştır.’


Yeni EBloog&Blog Alemi

Selamlar;

Dün gece sahura kadar uyanık durmaya karar verdim ve boş durmayayım diye tema aramaya başladım.Dün gece siteyi kapattım ve temayı düzenlemeye başladım.Tam bitiremeden yattım.Halamlarda iftardayız şimdi biraz düzenledim temayı yarın headeride yerleştirdim mi tamam.

7′den 77′ye Facebook Kullanıyor(muş)uz..

facebook_1Yaklaşık 2 saat önce çok sevdiğim uzun saçlarımı kestirmek için berbere gittim.İçerisi çok kalabalıktı, canım sıkılmasın diye gazete okudum.Hiç ilgimi çeken haber olmadı bu gün.Boş boş bakındım.1 saat sonra nihayet o koltuğa oturdum.Mehmet efendi başladı saçlarımla oynamaya…

Sonra dükkana 65 yaşındaki Ahmet Beycik geldi (Tanımıyorum, Ahmet diyorlardı ona), 30 yaşlarındaki bir kardeşimiz, Mehmet efendiye şöyle sordu ” Mehmet sen msnni  versene bana” bizim Mehmet’te cevap hazır “Lan sapık msnyi bizim çocuklar kullanıyo, hem benim msnye başkası giriyomuş senden şüpheleniom bak!” ..

Sonra 65 yaşındaki Ahmet beyimiz girdi araya:

-Yahu MSN’yi boşverin siz iş Facebook’ta.Çok güzel orası.Video izliyorum hep.Çok güzel videolar var, oyunlar var.Hem sohbet yeride var.

-Sayi ya bende hep Facebook’u merak ediyodum bana açsanıza lan bi’tane

(Bu kısımda araya girmeyi düşündüm ama oruçlu oruçlu ayıp yahu.)

-Bakarız kardeş…

Konuşma devam etti ama uzatmak istemiyorum şimdi sana söylüyorum Mark Zuckerberg, kız tavlamak için açtığın bu güzel sitemizi milyon dolarlar uğruna içine b*k girmiş yavan bir portala çevirdin.Keşke facebook’un altına “en güzel video paylaşılan sosyallik sitesi” yazsaydın…

Mynet’ten Yeni Servis:Kavun

3794270847_32f7298a6a_oSeneler önce Blogcu’da bir Blogcu temaları sitem vardı.Hep Imageshack’a yüklerdim fakat, o dosyaları çok arardım.Bu dertten kurtulmak için Mynet’in Mysite servisine üye olmuştum.O mynet_logo11zamanlar Mynet’le sadece Mysite ile alakam olsada zamanla Mynet’in diğer servislerinide kullanmaya başladım.Mynet son zamanlarda çok güzel işler yaptı.Temasını yeniledi, Web 2.0 standartlarına geçti.Eksenim’i yarattı (daha hiç kullanmadım )…

Şimdi ise bize yeni bir servis Kavun’la merhaba diyor Mynet.Site için özel premium almak gerekir diye düşünmüştüm fakat, var olan Mynet hesabımla girdi.Çok şaşırdım.Üye olmayanlar sadece 30 saniye dinliyordu ama, üyeler şarkının tamamını dinleyebiliyor.Hemen bir kaç şarkı dinledim :) Tebrik etmek lazım Mynet’i çok para harcamıştır ama harcadığı bütün paralar fazlasıyla bu servis sayesinde ona geri dönecek. :D

CSS