2010 Geldi Hoşgeldi ,Pagerank Değeri 3′e Yükseldi

31 Aralık günü nefesleri tuttuk ve saat 23:59:59′u bekledik. Bir saniye sonrada yeni yıla girdik. Kimi yerde havai fişekler patladı, kimi yerde eller arşa uzandı, kimi yerde ‘hoşgeldin 2010′ diye bağırıldı. Ancak ne olursa olsun yeni yıldan beklentiler değişmedi. Herkes yeni yılın huzur, mutluluk ve sağlık getirmesini diledi.

TRT’nbody_bgin Eurovision şarkısını açıklayacağını düşündüm, yayın akışında bu konuda bir bilgi yoktu ama belki gerçekleştirilir diye bekledim ama olmadı.

Bu gece fırsat buldum ve Wibaya toolbarı bloga ekledim. Ayrıyetten kategorisiz yazılara kategori verdim, etiketsiz yazılara etiket taktım. Anket yarattım, twitter hesaplarımı düzenledim, temadaki İngilizce kısımları düzenledim, kardeş bloglarımı düzenledim ve daha bir çok şey yaptım.

Bu enerjime sebep veren olay ise pagerank değerimin 2′den 3′e yükselmesi oldu. Bu beni mutlu etti ve aylardır boşta bekleyen işlerimi yapmamı sağladı.

Ayrıca son bir haftadır 50′den fazla spam yorum geliyor. Daha önce ayda 2-3 olan değer sık yazı yazdığım dönemden sonra artışa geçti. Spam mailler benim moralimi bozuyor. Ama ne yapalım olsun.

Şimdilik bu kadar, yeni projelerle EBA’da görüşmek üzere…

Düne, Bugüne ve Yarına Bakmak Gerek

Zaman ne çabukta geçiyor…

Tatil bitti okullar açılıyor…

Benim için yeni bir hayat başlıyor…

Hiç tanımadığım uzak diyarların birinde…

Tatil bitti, depresyon başladı.Sıkıntılı günler geliyor.Derslerim bir kat daha zorlaşıyor.Yeni body_bgarkadaşlar edinme ve yurt zorlukları geliyor…

Her şey 3 ay önce çok farklıydı sanki, sanal alemdede gerçek alemdede.3 ay içinde çok değiştim.Gerek fiziksel gerek zihinsel.Değişmeyede devam edeceğim.Yeni arkadaşlar arşivimi karıştırsın bakalım.Bu gün ile 3 ay öncesinde ne farklar var.Eskiden yazılarım olsa olsa en fazla 5 sıraydı, şimdi ise…

Yaptığım yorumlarda değişti.Eskiden kısa yorumları tercih ederdim.Şimdi kendimi kaptırıp metrelerce yorum yapabiliyorum.Okuduğum her blogdan kendimede bir şeyler katıyorum ve bilgi dağırcığımı geliştiriyorum.

Bu blog 6 ayda bana çok şey kattı.Neredeyse yeni bir insan oluşturdu.6 ay içinde ilk defa bir yazıyı sana ayırıyorum çok sevdiğim blogum.Nice karalamalar yaptım sana.Ama sen asla beni reddetmedin.İğrenç kelimelerimi her zaman üstünde tuttun.3 kere adın değiştin ama sen hep benim o eski ve yenisi farketmeyen blogumsun.Ben yine sana yazmaya devam edeceğim.Yine seni bu gereksiz kelimelerle boğacağım.İğrenç temalarla üstünü boyayacağım ama sen hala beni kabul edeceksin.O yorumları aldığımızda beraber sevineceğiz…

Bu yazıya bu amaçla başlamadım ama ilk defa bir yazıda kendimi bu kadar kaptırıyorum.Artık her şey için yeni bir başlangıç var.EBloog içinde, Enes içinde.Hayatın değişmeye ihtiyacı var.Değişiyorda…

Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak….

Yeni EBloog&Blog Alemi

Selamlar;

Dün gece sahura kadar uyanık durmaya karar verdim ve boş durmayayım diye tema aramaya başladım.Dün gece siteyi kapattım ve temayı düzenlemeye başladım.Tam bitiremeden yattım.Halamlarda iftardayız şimdi biraz düzenledim temayı yarın headeride yerleştirdim mi tamam.

YolEvHav! (Delirdim mi ne?)

Selamlar, blogalemi!Uzun bir yolculuğun ardından tekrar geri döndüm ve sizi yazılarımla sıkmaya devam edeceğim :) .Ben yokken kötü şeyler olmamıştır umarım.Yokken admin panelini arkadaşıma bırakıp yorumları onaylattıracak kadar salağım ben işte :) EBloog’u bıraktıktan sonra ziyaretçi rekorları kırılır, burda yola çıktığımızda yorum rekoru kırılır, nasıl şeydir anlamadım :)

Yol çok aktarmalıydı.Ben otobüste hiç uyuyamam gözüme bir damla uyku girmedi.Yol dermanım MP3 Player’im oldu…Yorumlarda kazandığım yeri sormuşlar, 4 sene sonra öğreneceksiniz.Şimdilerde dalıda söylemiyorum, 1-2 ay geçsin :) Çatlatacağım sizi :P

Şu an kafamın içinden “ilk defa bu kadar smiley kullandım” kullandım cümlesi geçiyor.Yol insanı değiştiriyor.

Başlıkta bir garip oldu, anlamı şu:

YolEvHavuz

:) Cumartesi döndükten sonra hemen yattım fakat, Pazar günü arkadaşlarla toplanıp havuza gittik.Çok iyi geldi.Serin su beni gerçekten mutlu etti.Zaten sahurada kalkmamışım.Bayramdan sonra tutacağız ne yapalım…

Şimdilik bu kadar, şu sıralarda Popmundo’da zombi avı var onlarla meşgul olacağım.Akşam arkadaşlarımızın bloglarını tek tek incelerim :)

EBloog&Blog Alemi’ne Hoşgeldiniz

Blog yazmaya başlarken hayallerim vardı.Hedeflerim vardı.İlk başlarda bir kaç yazı yazdım ancak, blogda hiçbir tepki yoktu.Sonralarda sesimi duyurmak için, diğer bloglara yorum yazmaya başladım.Bloğa yapılan yorumlar yavaş yavaş artıyor, hitler yükseliyordu.Artık blog yazıp okumak benim için bir uyuşturucu gibi olmuştu…

Hedeflerim yavaş yavaş gerçek oluyordu.Yorumlarım 100,150,200,300′ü aşıyor hitlerim yükseliyordu.İlk pagerank güncellememde pagerakım 4 olmuştu.Her şey dilediğim gibi gidiyordu.Bu blogla yaşadığım herşey için çok mutluydum…

Gerçekleştiremediğim bir tek hedefim kalmıştı; ücretsiz alan adını bırakıp kendi alan adıma sahip olmak…Kendi temamı kullanmak.Kendi eklentilerimi kullanmak.En yakın blogcu arkadaşlarınla aynı temayı paylaşmamak.Ama öğrenciyim işte, bu işe para yatırmak akıl dışı olur, hem reklamlarla okuyucularımın keyfini kaçırmakta istemiyordum.Bu hedefi listemden çıkarmıştım…

Bir gün geldi ki, biri bu alan adını kullanmadığını, yazılarımdan blog yazmayı çok sevdiğimi anladığını, bu alan adını bana verebileceğini belirtti.Reklam ücretlerinin ona gitmesine anlaştık (Kendisine hoş olmayan içerikli reklamlar istemediğimi söyledim.).Temayı seçtim, o temayı attı ve sonuç itibariyle artık buradayız…Yeni adımıza alışmanız dileğiyle…

EBloog&BlogAlemi

(MIM)Mimlenince Neler Hissediyorsunuz?

Bu gün ilk Mimimi Mizanger kardeşimizden aldım.Bu aldığım ilk mim ama ilk defa birini mimlemiyorum.Daha önce buradan bir kaç arkadaşı mimlemiştim.Mimlediğim konu “Yazın Ne Yapacaksınız?” idi.Şu an mim aldığım konu ise, “Mimlenince Neler Hissediyorsunuz?”.Mim konusuna başlamadan önce, tema nasıl?Sade bir şeyler kullanayım diye düşündüm.Eğer beğenmediyseniz, lütfen eleştirilerinizi yapın bu blogu kullanırken alacağınız konfor önemli.Headerin yazı tipini bir yerde görmüştüm sanki ama, neyse.Kullanan arkadaş kendi kafasını o koca topluluktan çıkarsın ve merakımı gidermemi sağlasın.Yoksa meraktan çatlayacağım.İsterse headeri değiştirebilirim…

Konuyu fazla uzatmadan mimimize gelelim;

Bu benim aldığım ilk mim.Bu mim bana artık yazılarımı kendi kendime okumadığımı hatırlattı bana.Artık EBloog’un büyüdüğünü hatırlatıyor bana.Beni mutlu ediyor.Benimde bir gelişme gösterdiğimi anlatıyor.Şu an içinde yaşadığım duygular var.Biliyorum, bu sıraları okuyan her insan bana gülecektir ama ben mim aldığım için gurur duyuyorum.Sizi seviyorum ve bu mimi bütün abi ve ablalarımı yolluyorum! ;)

EBloog Geri Döndü

Merhaba, blogumu okuyan benim için özel yüzlerce insan!Bu gün EBloog’da yaşadığımız tam 14 günlük ayrılık bu gün sona erdi.Buradan sizlere bu 14 günde neler yaşadığımı anlatacağım.

1)Tatile Gittim

Yanlış hatırlamıyorsam, 26 Temmuz sabahı, 3 gün sürecek olan tatilimize beyaz şahin tipli arabamız ile başladık.Önceki  geceden poğaca,-söylemesi ayıp- köfte ve ekmek hazırlamıştık.Sabahta çaycıda çay demledik ve, vurduk kendimizi Kırklareli’nin Demirköy ilçesinin İğneada yoluna.Ancak, rüzgar çıkınca vazgeçip, Tekirdağ’ın Yeniçiftlik köyüne doğru yöneldik.Varınca kahvaltı ettik.Saat 11:15 gibi ben sulardaydım.Su çok güzeldi.29 Temmuz’da Lüleburgaz’a geri döndük.

Yeniçiftlik/TEKİRDAĞ

Yeniçiftlik/TEKİRDAĞ

2)Tercih Yaptım

Tercihler başlayınca, iyi ve mantıklı düşünmek için kendime zaman ayırdım ve tercihlerimi yaptım.Allah hayırlı olanı versin.

3)Köye Gittim

1 Ağustos günü köye gittim ve bir süre başımı dinledim.Köy bazen insanı sıkıyor ama, şehir sesleri yok.Gerçekten Lüleburgaz’daki araba seslerini, düğün seslerini ve daha pek çok şeyi özledim.İnterneti saymayı unutmamalı.

4)Kitap Okudum

14 günde Tutulma (Twilight serisi 3.kitap), kitabını bitirip Şafak Vakti(Twilight serisi 4.ve son kitap) kitabına başladım.Şu an 150. sayfadayım.İşte böyle 14 günü geçirdim.

İsmim Neden Yusuf Enes?

Bu dünyada her insanın ismi var.İsim bizi diğer insanlardan ayıran en önemli faktör.Herkese “Hey insan!” diye seslendiğimiz bir dünyayı düşünebiliyor musunuz?İsim kadar soyisim de önemli.Atatürk’ün inkilapları sayesinde şu an her insanımızın bir soyadı var.Düşünün koskoca yetmiş milyonluk Türkiye’de kaç tane “Enes” vardır, kaç tane “Hasan” vardır, kaç tane “Ayşe” vardır…

Konuyu fazla uzatmadan, ismimin neden Yusuf Enes olduğuna gelelim.Annemin çalıştığı yerde, bir elemanın Enes adında bir çocuğu varmış.Çocuk çok usluymuş ve annemde oğlum olursa ismi Enes olsun hem bu Enes gibi akıllı olur, hem de Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ın en yakın arkadaşı Enes gibi, dinini uygulayan önemli bir insan olur diye düşünerek karar vermiş.

Neyse annemin doğum sancıları gelmeye başladığında, rüyasında ak sakallı bir dede görmüş :D .Dede anneme doğru yavaşça yürümüş ve anneme “XXXXm Yusuf’un geliyor, merak etme” demiş.Annemde bu rüyadan fazla etkilenmiş olacak ki ismimin Yusuf Enes olmasını istemiş ancak babam nüfus müdürlüğünde adımı sadece Enes yapmış.Mevlütümde kulağıma Yusuf demişler sadece ahirette bana Yusuf diye seslenecekler demişti annem zamanında..

Kardeşim olsaydı ismini ben koyacaktım ama olmadı işte zorla tek kardeş geçinip gidiyoruz.Ne güzel olurdu şimdi burda yanımda bir kardeş.Küçükken istediğim tek şey kardeşmiş ama işte…Üzülüyorum benim çocuklarım kime amca kime hala diyecek..

CSS