Cosi Sara é Gli Autori Di Blog!

Zaman çok hızlı geçiyormuş meğersem.Nasıl doğdum, nasıl büyüdüm hiç anlayamadım.Hayat çok çabuk geçti gitti.Gözlerimin önünden filmmiş gibi kaydı gitti…

Zaman beni bekler mi?Geldi işte Kurban Bayramı.Bu benim yalnız olduğum ilk bayram.Bakalım nasıl geçecek?

Bütün gece ders çalışmayıda öğrendim.Yatağın içine girip o kitabı aklına sokmayı.Geceleri 12 saat ders çalışsam aklıma 1 kelime girmezdi, ama artık öyle değilim.Hayat çok zor.Ama sık dişini…

Öğretmenler günüydü dün.İlkokul’dan ortaokula, ortaokuldan liseye tüm öğretmenlerimi saygıyla andım, özlemle eski günleri hatırladım.Ne güzeldi o ilkokul günleri, ne güzeldi o kavgalar, top oynamalar, dayaklar :)

Keşke hep 8 yaşında şeker bir çocuk olarak kalsaydım.Ne güzel, vize derdin yok, bu derdin yok, şu derdin yok…

Böyleyim işte okuyucu.Bir şey daha söyleyeceğim gitmeden önce.Niye sustu bloglar?Niye bir güncelleme yok yazılarda?O lezzetli yazılarınızdan eksik bırakmayın beni, kaç gündür o lezzetlerinizi rüyamda görüyorum hadi üşenmeyin bir-iki kelime yazın.

Eğer yazılarımı okuyan bir blog sahibi varsa lütfen sesini çıkarsın yahu ne oldu kış uykusuna mı yattınız yazarlar?!

Son Üç Haftamın Özeti

muzik120 gün sonra, tekrardan yazı yazmanın sevinci içerisindeyim sevgili okurlarım.Sizin yazılarınızı takip ettim fakat kendi bloguma hiç yazı yollayamadım.Hepiniz beni unutmuşsunuzdur fakat ben sizi unutmadım.Murat kardeş, memleketinde neler yaptığını anlatmış, patili Çiğdem kardeş, 5 yıllık sevgilisinden evlilik teklifi almış, Esra kardeş kayıp çocuklara üzülmüş, Aytekin kardeş ise ortak kaderimizi paylaşmış.Ben hepinizi gördüm dostlar ama, siz beni göremediniz.

Yok olduğum süre boyunca, internete girme olanağım oldu fakat, içimden hiç yazmak gelmedi.Hatta ciddi ciddi blog yazmayı bırakmayı bile düşündüm.Bir ara blogu kapattım.Tema upload ettim fakat hep sıkılıp, vazgeçtim.Bu işler emek istiyor, sabır istiyor ama ben bunu başaramıyorum.Neyse bir süre daha burdayım, yine sizi sıkacağım.

Neyse en başa dönelim.Bayram arifesi, köye gittim.Gezdimde gezdim.Özlemişim herkesi.Gerçekten köy bana ilk defa yaradı.Gerçekten ilk defa köyden mutlu ayrıldım.Bayram sabahı herkesin eli öpüldü, anneannemin babaannemin komşularınında bayramları kutlandı.Lüleburgaz’dakileride gitmeden önce kutlamıştık.Mezarlığa gittik.Dedelerimi gerçekten çok özledim.

Neyse geri döndük filan, bir hafta hiç bir şey yapmadım.3 gün önce vardım işte.Yurda gittim.Odamızda, Mert, Semih ve Mustafa diye üç çocuk var, gerçekten onlara kanım ısındı.Çok sevdim onları.Bu işin biraz eğlenceli olabileceğini anladım bir anlamda.

Yurt ortamı eğlenceli fakat, yemekler pek hoş değil.Katlanacağız artık, okumak için her zorluğu göze almak gerekiyor.İnternet cafe bulana kadar canım çıktı.Hocalar liseme göre çok fazla sert değil.Sınıf 26 kişi.Hocalarla kolay uyum sağlarım gibi geliyor.Allah hayırlısını nasip etsin artık gelecek için.

Niye müzik ile ilgili bir resim koyduğumu merak etmişsinizdir.Çünkü 5-6 gündür aklımda her zaman, Marija Serefoviç’in “Molitva” adlı şarkısı dönüyor geçiyor.Güzelde bir şarkı olsa hani.İnşallah kurtulurum bu durumdan.Bir kaç gün sonra görüşmek üzere hoşçakalın kankiler ;)

Amansız Bir Kadının Hikayesi

Yayınlamadan önce çok düşündüm.Ama isimlerini vermezsem sorun olcağını sanmıyorum..

Bebeği henüz 4 yaşındaydı..Kocasının bir süre karnı ağırıyordu, üşüyordu..İstanbul’a gitmişlerdi doktora.Bir gece o kalp durdu.Ama o ağlamadı.O niye ben demedi.O amansızdı, o gayretliydi.Bütün zorluklarla başa çıkmasını bildi.Çocuğuna hem analık,hem babalık yaptı.Çevresinde ki insanların bütün baskılarına rağmen evlenmedi.Kendi kazandığı paralarla çocuğunu okuttu..

Bu kadınla 3 yıl önce bu sokağa taşındığımda tanıştım.İlk gördüğümde hikayelerini dinlediğimde gerçekten çok şaşırdım ve üzüldüm.Bankada çaycı olarak yıllarca 4 saat çalışmış,kızı öğlen tekrar okuka gittiğinde eline örgü alıp örmüş ve satmış, kızı okuldan gelince ona ders çalıştırmıştı.Kızı OKS’den önce öyle bir çalışıyordu ki onun bir günde çalıştığını ben bu kadar çalışmama rağmen haftada çalışmamışımdır.Neyse çok çalıştı.OKS günü dershane öğretmenlerinin verdiği tercihleri aldı öğretmenler dershanelerinin olduğu illerin okullarını seçmişler.Kız heyecandan pek iyi cevaplayamamış soruları.Sınav sonuçları açıklandığında kazanamadığını duyunca sinir krizleri geçirdi, ama annesi “Kızım Allah her zaman bizim için hayırlısını düşünür, bunun da altından mutlaka iyi bir şey çıkar” diye avutuyordu kızını.

İnternet’ten pek çok okulu araştırdık.Müdürlerin hepsi ile görüştük.Çoğu “Tercihlerde bizi almamış, bizi okul saymamış, bizde ona yer yok.” gibisinden sözlerle karşılaşıyorduk.Sonunda Trabzon’da ki bir müdürle irtibata geçtik.Müdür “Seve seve alırım.Yetimleri korumak gerek.Her zaman bize gelebilirsiniz.” dedi.Bundan sonra Karadeniz’lilerin hayırseverliğini anladık.Okulların açılmasından önce onlardan ayrıldık.Trabzon’da Sağlık Lisesi’ne başlamıştı.İlk iki gün müdür onları bizzat kendi evinde ağırlamış, sonra ki günlerde de kiralık bir ev bulmuş,ordada öğrencilerle birlikte kalıyorlardı..Somestır’da gelince Takdir getirmişti.Tekrar Trabzon’a döndüler.Orda ucuzdan eşya almış, halkın yardımlarıyla ayağa kalkmışlardı.Annenin amansızlığı devam ediyordu.Yaz tatilinden gelince “84.67″ ortalamayla teşekkür getirmişti.Bu bile okulun şartlarına göre iyi demiş Müdür Bey.

Bu hayat hikayesi hepimize örnek olmalı.Bu metni bile bile “Babalar Günü”‘ne yakın bir tarihte yayınlıyorum.Babalarımızın ve annelerimizin kıymetini bilelim diye.Biz onların canından bir parçayız.Onlardan ayrılınca büyük zorluklarla karşılaşabiliriz.Ama sonuçta dinden ayrılmamalıyız, hala hayata pozitif yönde bakmalıyız.

İyi haftalar Türkiye!..

Karne Günü Geldi Çattı

Yurdumuzdaki 15 Milyon öğrenci, bu gün karnesini alıyor.Kimisi sevinecek kimisi üzülecek.İşte büyük günün ayrıntıları..
Yanılmıyorsam 14 Eylül 2008 yılında başlayan eğitim öğretim dönemi bu gün sona eriyor.Öğrenciler karnelerini alıyor, SBS’ye girme heyecanını yaşıyor, bundan en çok karneden bir gün sonra SBS’ye girecek 6. sınıflar etkileniyor.Kimileri çok çalıştı, heyecanlandı, kimisi biraz tembeldi ama öğrenciler bu gün okullarından ayrılıp 3 aylık yaz tatiline giriyorlar..

Şimdi anne-babalara bir kaç tavsiyem var.Sakın çocuğunuza takdir almadın, hepsi beş değil diye baskı kurmayın ve, “XX senden daha iyi sen niye öyle olamıyorsun?” gibisinden sıkıştırmayın.İnanın ki çocuk psikolojisinde derin yaralar bırakan baskılar bunlar..

Yıl Sonu Gösterim

Haziran’ ın 10′unda okulumun yıl sonu gösterisi var.Ben öğretmen oluyorum :D .Yanıma ufak ufak öğrencileri alıp onlarla ders işliyorum.Hepsi tembel ama gösterinin adı Çalışkan Öğrenciler.Biri daha öğretmen olcak bir ders o bir ders ben oynayacağım.Heyecanım dorukta, hem yazılılar,hem provalar derken bloga yazı yazmaya devam edemiyorum.Umarım bu süreçte okuyucu kaybetmem.12 Haziran’dan sonra kocaman süprizlerle blogu büyüteceğim.Şimdilik bu kadar.Bir daha ne zaman yazarım bilmem.

CSS